VAR MI DAHA BÜYÜK?

 10 KASIM 2008

9 Kasım 2008... Yer Şükrü Saraçoğlu Stadı... Tüm otoriteler ağzı birliği etmiş sanki...

Her dilde aynı laf : “ Galatasaray bu sefer yenecek”... Vay be? Öyle mi? Gülerim....

Zaman ve durum ne olursa olsun, Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yenmek kolay mı o kadar? 9 sene boyunca lig karşılaşmalarında yenilmedi Fenerbahçe bu takıma. Benfica’ya istediği topu oynasın, UEFA’da başarılı sonuç alsın ne önemi var. Karşısında Fenerbahçe var!

Titremeye daha ısınırken başladılar. Bu korkuyu en iyi bilen 2 kişi vardı Galatasaray’da... Ümit Karan ve Emre Aşık...Dizleri titriyordu. Hele Ümit’in daha fazla.. Biliyordu çünkü, tam 55 bin yürek bu maçı futbolcuları ile kazanacaktı. Belki de sporcuya yakışmayan agresiflikleri bunun içindi.. Sonunda ne oldu? Ümit ilk yarı oynayabildi ve Emre Aşık kendi kalesine golü attı olay bitti...

 

DEIVID DE SOUZA!

İşte geri döndü muhteşem adam. Onca sakatlık onca dert ve sonunda gerçek Deivid döndü. Ne mutlu bize ki onun gibi vefakar ve Fenerbahçe’yi çok seven bir futbolcumuz var. Attığı gole ise muhteşemdi.

 

TARAFTARA NE OLUYOR?

55 bin sessiz yürek vardı dün gece... Ya da kuru bir gürültü. Fenerbahçe taraftarının garip bir şekilde de-organizasyonu devam ediyor ve bir anlam veremiyorum. Maç başlarken o muhteşem atmosfer, pankartlar görsel şölen maç başlayınca uğultuya dönüyor artık. Neden? Bu kadar yürek neden tek ses olamıyor? Bunu sebeplerini mutlaka araştırmak lazım.

 

ARAGONES ŞAŞIRTI!

Diğer maçlarda kulübeden çıkmayan Aragones bu sefer yerinde durmadı. Ah be DEDE! Neredeydin önceki maçlarda. İsteyince oluyor demek ki! Hep ayakta kal! Yüzüne renk geliyor ve takımda coşuyor!

ANKARASPOR MAÇI VE UYARI!

Değerli renktaşlar bu maç geride kaldı. Haftaya çok önemli bir maç var : Ankaraspor!

Dikkat edilmesi ve tehlike arz eden bir takım. Rehavetten hemen uzaklaşmalı, hafta içi kupa maçında hem emre hem de Deivid mutlaka 90 dk oynatılarak maç kondisyonu sağlanmalı. Ve Ankaraspor karşısına dinç ve kafası derbiden temizlenmiş bir Fenerbahçe çıkmalı. Yoksa bu galibiyetin hiçbir anlamı olmaz.

 

Dünyanın en büyük derbi maçlarından biri olan bu büyük derbiyi yine biz kazandık ve kazanmaya devam edeceğiz Yazımın sonunda bir küçük parantez açmak istiyorum. O parantezin sahibi “TUNCAY”... Dün muhteşem iki gol atarak Middlesbroug’u galibiyete taşıdı.İçimden geçirmedim de değil : “Keşke cesur yürek bu takımda olsaydı”...

 

Herkese sevgi ve saygılarımla









ÇAKMA ANTEP?

 03.11.2008

Erman Toroğlu’nun yorumlarını genelde pek beğenmem. Ama dün gece haftaya damgasını vuracak bir yorum geldi kendisinden. Bende tebrik etmeden geçemeyeceğim.

Dün gece GS maçında Gaziantepspor’a “bu çakma Antep’ti” dedi ve bir şekilde hislerime tercüman oldu.

Gerçekten de öyleydi. Bize kök söktüren BJK ‘yi terleten belki de şu an süper ligde en iyi pas yapan Gaziantepspor her ne hikmetse dut yemiş bülbül misaliydi dün gece. Tabata dışında kimsenin oyunda olduğunu göremedim ben.

 

Rakiplerine kök söktüren bu takımın garip bir futbol sergilemesi kafamda soru işaretleri yarattı. Acaba karşılarındaki Fenerbahçe olsaydı nasıl olacaktı futbol?

 

ES-ES KAZASI

Sonuca üzülmüyorum ama Alex’in sakatlığına  sebep olan bu maçın oynanmamış olmasını dilerdim. Çünkü belki de senenin en önemli iki maçı Alex takımdaki yerini alamayacak. Bir şanssızlıktır gidiyor takımda. Taraftar da uyumakta... Nasıl olur ne yapılır bilemiyorum ama en azından stat içerisinde çekirdek (!) satılması engellensin. Belki o zaman ağız boş kalında ses çıkar bizim stat da....

 

ARSENAL....

 

Arsenal bu hafta liginde yenildi. Bir takım sakat futbolcuları var sanırım. Ama bizim Alex’imiz de yok yani takımın yarısı. Umarım zevkli ve şaşırtıcı bir sonuç alırız. Böylelikle en azından  UEFA şansımızı sürdürmüş oluruz.

 

DERBİ MAÇI ÜZERİNE...

Pikniğe gelmiş gibi tribünde oturan lig tv kamerası çektiğinde el sallayan renktaşlar öncelikle sözüm size:
Formanızı giyin ve gerçek Fenerbahçe taraftarı gibi çekirdek yemeden grup murup demeden tek yürek olun tribünde! Çoluk çocukta getirmeyin bu maça lütfen. Başka maçlara getirisiniz. Kucakta çocuk tezahürat olmaz. Bu maç önemli.Kimsenin sizi baskı altına almasına izin vermeyin.
diğer sözüm grup diye yanıp tutuşan‚ her maç kendilerini bir şey sanıp taraftarı bölen taraftar bozuntularına:
sizin grubunuzu da bölücülüğünüzü de menfaatleriniz neyse onları da yerim! Sizin yüzünüzden 55 bin kişilik statta ses çıkmıyor yahu!
Akıllı olun ve Fenerbahçe sevgisini ve gerçek taraftarlık olgusunu eskisi gibi yaşayın. Bu 6S maçında takıma tek bir "yuh" ya da ıslık gelsin kendiniz gidin boğaz köprüsünden atın. Çünkü yine bunu yaparsanız yıllardır kendinizi " ben Fenerbahçeliyim" diye kandırmışsınız demektir.
Arsenal’den 5 yesek eziklere yenilsek de biz büyük Fenerbahçe´nin büyük taraftarıyız! Golümüz yoksa sesimiz var! yıkalım yine stadı sesimizle! eskileri hatırlayıp kendimize gelelim. hiç değilse taraftar görevini yaptı desinler. bırakın grubu bölünmeyi gün birlik günüdür! Sesimiz Mecidiyeköy’den duyulsun!

Sevgilerimle









Neden bir Collina’mız yok?

 27.10.2008

Sorunun cevabı aslında bu hafta oynanan maçlarda gizli. Hakemlerimizin her sezon ligin en çok konuşulan konularının başında yer alması bir diğer cevap.

Cuma günü Beşiktaş-Sivasspor maçı ile başlayan hakem hataları cumartesi günü Fenerbahçe-Bursaspor ve Pazar günü Eskişehirspor-Galatasaray maçı ile devam etti ve daha ligin neredeyse başında değişen hiçbir şeyin olmadığı gözler önüne serildi.

Fenerbahçenin  selçuk ile kazandığı bariz gol ve Alex’in düşürülmesi ile çalınmayan penaltı tüm taraftarları çılgına çevirdi. Fenerbahçe sonuçta kazandı.Ama ya kazanamasaydı? O iki net pozisyon yine sayılmasaydı? Her şey böyle olacak mıydı? Elbette hayır!

Beşiktaş maçında hakemin sürekli taktir haklarını Beşiktaştan yana kullanması bu panayırın son komik görüntüleri değildi elbet.

Pazar günü Galatasarayın geçen haftadan alışkanlık olsa gerek elle attığı bir gol daha vardı. Bunun yanı sıra Eskişehirspor’un attığı golde net bir ofsayt  verilmedi. Bütün bunları toplayacak olursak çok doğal olarak dünya çapında bir hakemimiz yok ve olmayacak.

Anadolu kulüplerinin çifte standarda kurban gitmesi eminim biz 4 büyüklerin taraftarlarının da canını sıkmakta. Ama dengelerin nasıl kurulduğuna da dikkat etmek lazım. 4 büyük marka olan bu kulüplerimiz Türk futbolunu avucunun içinde bulunduruyor. Neredeyse taraftarların % 85 i bu 4 büyük kulübün taraftarları. Hal böyle olunca kala n% 15 lik kesimin fazla sesi çıkamıyor nedense

 

“KOCAMAN” Alkışlar

 

Haftanın alkış alan hocası elbette Aykut Kocaman. Takımının yakaladığı istikrarla bu sene de epey can yakacaklar gibi görünüyor. Puan durumuna bakacak olursak bunu daha iyi anlamamız mümkün.

Bir alkışta Deivid De Souza’ya. Sahaya akıttığı gözyaşları içimizi burktu ve bir kez daha sevdik Deivid’i... Nice yıllar Fenerbahçe forması ile görmek isteriz.

 

Geri Döndü...

Efsana sanırım artık yavaş yavaş geri dönüyor. Bursaspor karşısında oynanan oyun tüm taraftarların yüreğine su serpti. Aslında farklı yenildiği Arsenal maçında bu iyiye gidişin sinyallerini çoktan vermişti Fenerbahçe. Bursa maçı da göstergesi oldu. Erkenden şampiyonluğunu ilan eden bir takım futbol cahillerine uyarı olsun : Fenerbahçe geri döndü!

 

Haftanın futbolcusu...

Elbette Uğur Boral! Tüm tepkilere rağmen takımı adına çabaladı didindi durdu. Sonunda attı harika golle taraftarlara ben hala buradayım mesajını gayet net bir şekilde verdi.

 

Haftanın kaybı...

 

Colin Kazım.... 18 kişilik kadroda yer almasına rağmen maçta oynayamadı. Kendi hırçınlığının  cezası mı yoksa taktik gereği  mi bilemem ama sanırım yedek kulübesinde çok göreceğiz Kazım’ı...

 

Futbolla dolu bir haftayı geride bıraktık. Heyecan dolu dakikalar geride kaldı.. Hafta içi Fortis Türkiye Kupası maçları oynanacak ve heyecan devam edecek. Bakalım hafta içi bize futbola dair neler getirecek.

 

Sevgi ve saygılarımla








DAHA NE KADAR BEKLEYECEĞİZ?

22 .10.2008
Sir (!) Aragones basın toplantısı yapıyordu maçtan bir gün önce. Söylediği şey net olarak aynen şuydu : “ Arsenal kontratak takımı ve biz buna önlem almalıyız”

Alındı mı? Hayır!

100 yıllık bir çınarın Aragones’in ellerinde yapraklarını tek tek döktüğünü görmek kadar acı bir şey yok maalesef. .Tek suçlu Aragones mi? Hayır! Onu bu takımın başına alelacele getiren, kendi futbol bilgisine(!) ve görgüsüne(!) göre transferler yapan, yıldız transferi diyerek taraftarı geçici bir sakinliğe itip Josico’yu kakalayan yönetimin hiç mi suçu yok?

Geçen sene var olan kondisyondan eser kalmayan takımda,süreli sakatlıklar yaşatan tıbbi kadronun ve kondisyoner ekibin hiç mi suçu yok?

100 milyonu aşkın insanın canlı izlediği maçta kendi futbolcularını ilk yarıda yuhalamaya başlayan kendini bilmez taraftar bozuntularının hiç mi suçu yok?  İnanın bu tablo içinde en masumu Aragones’dir!

 Karşılaşmanın son 15 dakikası yenik takımlar son kozların oynarlar. Yedek kulübesinde bulunan yıldızlar tek tek  oyuna alınır. Bizde öyle yaptık. Dünya yıldızı Burak Yılmaz(!) oyuna girdi. Öncesine bir başka starımız Ali Bilgin(!)

Aragones ne yapsın? Şöyle arkanıza dönüp yedek kulübesine bir bakın Allah aşkına! Kim var oyunun kaderini etkileyecek?

Yönetimin kendi bilgisince yaptığı transferlere hele bir bakın!

Fenerbahçe’nin sözüm ona resmi taraftar sitesinde büyük maçlar öncesi ve sonrasında no post cezası alan taraftar sayısına hiç dikkat ettiniz mi? Doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulurken, yüreğini verdikleri takımlarına ait taraftar sitesinden de “kral çıplak” diyenler bir bir uzaklaştırılmaktadır! Buna bir dur diyen olmayacak mı?

Ocak ayında transferler yapılacak masalarına kanılacak mı yani? Beyler bayanlar Ocak ayı geldiğinde lig puan durumunda takım 10. sıradan öteye gidemeyecektir. Yeni gelecek  teknik direktör ya da dünya yıldızları (!) ki bu sayın Aziz Yıldırım’ın futbol bakış açısına göre Josico(!) ile sınırlıdır, her şeyi değiştirecek mi?

Futbolcusunu her şeye rağmen desteklerken ne oldu bilinmez yuhlar çekerek dünyaya bizi rezil eden bir avuç kendini bilmez değişecek mi? Cevap hayır(!)

Maldonado gibi bir fiyaskoyu ilk 11 de sahaya süren, Kazım’ı ilk 11 e almayı  bırakın 18 e dahil etmeyen bir zihniyeti teknik kadroya alan yönetim değişecek mi?

Bize artık spor binaları, altyapı masalları anlatmayın. Bize tanesini 95 YTL ‘ye sattığınız o formaları tekrar giydirin. Sayın yöneticiler.

Bizden uyarması, OYFB platformu olarak düşüncemiz; teknik kadronun derhal görevine son verilmesi ve büyük Fenerbahçe’li Rıdvan Dilmen’in tam yetki  verilerek Samandıra’ya ayak basmasıdır. Seneye UEFA ya bile gidemeyen bir Fenerbahçe kalırsa ortada, yönetimde padişahlıkla son bulur ona göre!

 

Sevgi ve Saygılarımla


Image Hosting by Picoodle.com
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol